"Dut" dedim parmağım havada, "otostobu sırf macera olsun diye mi çekiyorsun sen?"
"Nasıl yani canım?"
"Yani otostop çekmeyi sevdiğini biliyorum, bunu sadece para vermemek için yapmayacağını da."
"Beni iyi tanımışsın" dedi, yüzündeki malum gülümsemesiyle. "Evet para için değil ancak macera için de değil" diye ekledi Dut.
"Neden peki o zaman?" dedim parmağımı indirip Dut'a dönmüştüm. Otostobu bir kenara bıraktım bir süreliğine. Dut da kolunu indirip kaldırıma oturdu, yanına oturduğumda anlatmaya başladı;

Uzun zamandır otostop çekiyorum, kaç sene önce başladım bilmiyorum. Sanırım Kuru'nun bana sinyal çekmesiyle başladı her şey. Ergenliğimdeki komünist tavrımın yanlışlarını fark etmeme neden olmuştu o ufacık eylem. Ben sosyalizm için o kadar gazete sattım, eylemlere katıldım, afiş yapıştırdım, bağırdım... Bu yaptıklarımın tek bir kişiye bile ulaşmadığını idrak ettiğimde buhranlarım başladı. Dünyayı değiştiremediğimi gördüm. O kadar da inanmıştım halbuki. Sattığım gazeteleri insanlar okuduğunda birden bire değişeceklerdi. Attığım sloganlar insanlara ulaştığında durup düşüneceklerdi. Astığım afişleri dikkatlice okuyup sorgulayacaklardı, sosyalizmin iyi ve doğru bir şey olduğunun bilincine varacaklardı. Olmadı. Bir yerlerde bir yanlış yapıyordum ama neydi?

Çok okudum, araştırdım, izledim. Sonra herkesin kendi doğrularını yazdığını gördüm, okumayı azaltıp düşünmeye başladım, sorgulamaya. Her şeye sorular sorar oldum. Öncelikle en doğru bildiklerime. Sosyalizme sorular sordum, o mükemmel yönetim şekline. Madem bu kadar doğruydu, neden herkes tarafından kabul görmüyordu? Kimi kesimlerin çıkarlarından dolayı doğruların yanlış gösterildiğini fark ettim. Diğer fark ettiğim şey ise sosyalizmin de belli çıkarları güttüğü oldu. Halk eşit olacaktı, eyvallah ama politikacılar, bürokratlar, yöneticiler daha bir eşit olacaktı. Onlar da insandı en nihayetinde ve halkından ziyade kendi çıkarlarını korudukları zamanlar gelecekti. Sovyetler buna en güzel örnek. Neyse konuyu dağıtmayayım.

Söylediğim gibi, geniş çaplı, büyük kitlelere yönelik yaptığım eylemlerden bir verim alamayınca ben de eylemlerimin boyutlarını küçülttüm. Sinyal çektim. Yine para değildi asıl mesele. Yedi yerine iki bira içerek de günlerimi geçirebilirdim, maksat dayanışmaktı. Hiç tanımadığın insanlarla hem de. Yalnız başıma dolaştım meydanlarda, barlarda. Tanımadığım, bir daha görmeyeceğim insanların hayatlarına girdim kısa süreliğine. Bu; bir bankta on beş dakikalık bir sohbet olarak da oldu çarşı iznine çıkmış bir askerle, saatler süren bir felsefe muhabbeti de bir bar taburesinde, kimi zaman ise tek gecelik bir ilişki. Ne olur asma yüzünü, canını acıtmak için söylemiyorum, hepsi geride kaldı zaten.

Tanımadığım birine içten bir gülümsemeyle selam verdim, durakta ağlayan bir kadına mendil uzattım, kaydıraktan düşen bir çocuğun ayağa kalkmasına yardım ettim, ağlamasını dindirmek için sarıldım, elimde 'bedava kucak' yazan bir döviz ile insanları karşılıksız kucakladım, bakkaldan çıkarken hayırlı işler diledim, kağıt toplayan biri için sokaktaki tüm kartonları toplayıp arabasına attım, temizlikçi teyzelere hep kolay gelsin dedim, sokak kedilerini okşadım, yoldaki köpeğe su verdim, kuşlara yem attım, fidan diktim, çiçek suladım, yeni ayakkabı almayıp tamir ettirdim, pantolonumu yamadım, eski tişörtlerimi yeni tasarımlar ile yeniden kullanılabilir hale getirdim ve daha nicesi. Otostop da bunun gibi bir eylem işte.

Tanımadığın birine güvendiğini gösterirsin otostopla. O insan ise karşılıksız bir iyilik yaptığı için sevinir, inancına göre sevap kazandığını da düşünür. Belki onu kimse dinlemiyordur, yol boyunca dinlersin anlatmak istediği şeyi. Bu sadece ona kazandırmaz, sana da kazandırdığı çok fazla şey vardır. Daha önce hiç aklına gelmeyen, üzerine hiç düşünmediğin şeyler hakkında bir çok bilgi edinirsin. Bu yeri gelir atom fiziği olur, yeri gelir mantar yetiştiriciliği. Her insan bir kitaptır aslında, okumasını becerebilirsen. Hem de yeryüzünde hiç yazılmamış, en nadide kitaplardandır.

Bunların yanı sıra doğaya bıraktığın karbon ayak izini de azaltır otostop. Bir araç tek kişiyle de gitse, dört kişiyle de gitse aynı yakıtı yakar ancak dört kişi gittiğinde trafikteki araç sayısı azalır. Sürdürülebilir bir yaşamı da destekler. Yani benim nazarımda otostop çekmek, diğer tüm saydığım küçük eylemlerde olduğu gibi dünyayı değiştirmeye çalıştığım yöntemlerden bir tanesidir ve politik bir eylemdir.
dahası...


Blogger tarafından desteklenmektedir.