Persepolis’i izlemiş miydiniz? Film, yani animasyon başlı başına güzel bir yapıt olsa da benim en çok dikkatimi çeken kısmı, kızın ufakken, Şah rejimini desteklerken evde sağa sola yürüyüp diktatör edasıyla emirler yağdırdığı sahnedir. Babasıyla ninesi yanına gelip olan biteni anlamaya çalışıyorlardı. Kız ise ileride Şah gibi bir yönetici olacağından bahsediyordu, hatta onun yönetiminde kimse yaşlanmayacakmış. Ninesi bunun nasıl olacağını sorduğunda “çok basit, yasaklayacağım” demişti.

Görüldüğü gibi, bir şeyleri değiştirmenin yolunun yasaklamak olduğu öğretilen bir çocuk, öyle bir ortamda yetişen bir çocuk, başka bir yöntemin var olduğunu bilemez. Aynı ortamda çocuk yetiştiriyoruz şu anda. İçki içmek yasak, sigara içmek yasak, çocuk aldırmak yasak, liderlere, kutsallara dil uzatmak yasak, saygısızlık yapmak yasak…

Alkolün, sigaranın, çocuk aldırmanın, saygısızlık yapmanın iyi bir şey olduğunu savunmuyorum kesinlikle. Sadece bunu engellemeye çalışmanın yanlışlığını anlatmaya çalışıyorum. Alkolü, sigarayı vs. yasaklayarak engelleyemezsin, ya da insanların kullanmasını azaltamazsın. Sadece yeni suçlar/suçlular yaratırsın. Zaten bu kadar yasak olmasa, bu kadar suç da olmazdı. Zihniyet değişmediği sürece yasaklanan şeylerin uygulanmasında değişen bir şey olmaz, sadece yeni yasaklarla birlikte yeni suç ve suçlular türemiş olur.

Eğer insanların bu gibi alışkanlıkları bırakmalarını istiyorsan, çocukluğunda bu eğitimleri ver, onlar da çocuklarını bu şekilde eğitsin. Birkaç nesil sonra alkolü bilinçli tüketen, sigarayı çok daha az tüketen, korunmadan ilişki yaşamayan, inanmasa bile diğer insanların kutsallarıyla dalga geçmeyen ya da rencide etmeden eleştirmesini bilen nesiller yetiştir. Yasaklayarak böyle bir şey sağlayamazsın.

Uyarı tabelalarından başla örneğin. "Sigara içmek yasaktır!" yerine "sigara içmeyen insanları da düşünerek lütfen bu alanda sigara içmeyiniz" yaz oraya. "Durak harici durmak kesinlikle yasaktır!" yerine "malesef duraklar haricinde yolcu indirme ve alımı yapılamamaktadır, anlayışınız için teşekkür ederiz" yaz. Yaz ki insanlar yasak olduğu için değil, nezaketten dolayı bir şeyleri yapmamayı huy edinsin. Yasağı değil, nezaketi öğret. İnanın şu kadarcık şeyle bile çok büyük farklar yaratılabilir.

dahası...


Seslendirdigim bloglarimi bu set icerisinde sizlere sunacagim. "Yok ben ekrana uzun sure bakamiyorum, vay efendim yakin gozlugum yanimda degil" mazeretlerine son verecek bir hizmet yufkayureklikelgobekli'den geliyor. Gormesinde engeli olanlar icin de artik http://yufkayureklikelgobekli.blogspot.com adresindeki yayinlari takip etmek mumkun olacak. Kayitlar cok kaliteli olmasa da, seslendirmeye elverisli bir sesim olmasa da idare edeceksiniz artik, sevgilerimle.

Mobil bir cihazdan bu yaziyi yazdigim icin Turkce karakterler kullanamadim.
dahası...




Üniversiteyi (tekrardan) kazandığımdan beri FEM Dershanelerinin telefon tacizleri bitmek bilmiyor. Numaramı nereden ele geçirdiklerini hiç anlamadım. Bunu aslında üniversite yönetimine ya da ÖSYM'ye sormak lazım çünkü hiçbir dershaneyle ilişkim yok.

Son konuşmamız da bu şekildeydi.

- Merhaba FEM Dershanelerinden arıyoruz. Öncelikle hayırlı olsun kardeşim.
+ Teşekkür ederim.
- Evlerimiz ve yurtlarımızla ilgili bilgilendirmek istiyorduk seni.
+ Buyrun, nedir şartlar?
- Evlerimiz 300 lira, 9 ay kira ödüyorsunuz.
+ Peki giriş çıkış saatleri var mıdır?
- Ya sıkmıyoruz o kadar, arkadaşlarınla maç izlemeye gidersin, ders çalışmaya falan, sorun olmaz ama her gece her gece de olmaz.
+ Peki yaşam tarzına müdehale var mıdır?
- Ya sigara içen arkadaşları evlerden ziyade yurtlara yönlendiriyoruz.
+ Peki misafirimiz gelebiliyor mu evlere?
- Gelebilir tabii ki.
+ Ben gayim de, benim erkek arkadaşlarım gelip gidecek mesela...
-  ...
+ ...
- Oo... M...mümkün değil...
+ Peki o zaman, iyi günler.
- ...

10 oldu herhalde aradıkları, okulu kazandığımdan beri ve her seferinde "yok ben ayarladım ev işini" dememe rağmen ısrarla arıyorlardı, ben de çözümü böyle uygun gördüm, sanırım aramazlar artık. Gay arkadaşları yermek gibi bir maksadım hiçbir zaman olmaz, bunda da olmadı. Sadece cemaat evlerinin homofobik olacaklarını düşünerek böyle bir yönteme başvurdum.
dahası...


Bir annemin elini bırakarak yürümeye başladığımda bu kadar keyiflenmiş, gururlanmıştım, bir de senin elini ilk tuttuğumda.Duygu aynı duygu fakat sence de ilginç değil mi? Onun elini bıraktığım, senin ise elini tuttuğum için mutluydum .Birbirine tamamiyle zıt kavramların birbirine bu kadar yakın hisler uyandırmasına şaşıyorum. Çocukluğumda anneme olan bağlılığımdan kaçıyordum, elini bırakıp geçiyordum caddeyi, şimdi ise senin elini hiç bırakmıyorum. İkisi de bana kendimi iyi hissettirmişti, çok iyi hatırlıyorum, göğsüm kabarmıştı.

Annemle o kadar çok benzer yanınız var ki hayatıma etki eden. Elimi tutan ikinci kadınsın mesela. Bu kadar çok sevdiğim ikinci kadınsın, beni bu kadar seven...

İnsanlar acaba bu yüzden mi annelerine benzeyen kadınları seçiyor? Freud'un tezine göre ilk aşkı olan kadından, annesinden ayrılıp, unutamadığı ilk aşkını mı arıyor acaba tüm oğlanlar? Annesinin yerine mi koymaya çalışıyor acaba? O boşluğu mu dolduruyor? Yalnız bu olaylar tamamen tersten işliyor.

Vajinasına dokunduğum ikinci kadınsın mesela. Tekinden çıktığımda, diğerine ise girdiğimde heyecanlanmıştım. Çıktığımda çok küçüktüm, o yüzden ağlamış olabilirim. Girdiğimde ise tuttum kendimi, ağlamadım. Her ikisinde de yepyeni ve büyük bir dünyaya adım atmıştım, yani öyle hissediyordum.

Görüyorsun ya sevgilim, annemde yıktığım, sende inşa ettiğim şeyler için aynı duyguları paylaşıyorum. Onun boşluğunu seninle dolduruyorum, yahut onun doluluğunu seninle boşaltıyorum, emin değilim. Her halükârda, zıtlıklarınızın bu denli benzemesi beni oldukça şaşırtıyor.
dahası...


- Hiç hata yapmamak inasnı kusursuz mu yapar yoksa hata yapmamak eksiklik midir?
- Aksi ıspatlanmadığı sürece, birinin sizi sevdiğini mi yoksa sevmediğini mi varsaymalı?
- Birini anlamak için empati yapmak yeterli midir yoksa aynı duruma mı düşmek gerekir?
- Herkese güvenmek mi, hiç kimseye güvenmemek mi seni ileri taşır?
- Bu kadar çok yasak olduğu için mi bu kadar suç var yoksa bu kadar çok suç olduğu için mi bu kadar yasak var?
- Yasaklamak ya da cezalandırmak suçları engeller mi? Hayır ise neden yasak ve ceza var?
- Korkmadan hareket edenler mi yoksa korkmasına rağmen hareket edenler mi daha cesurdur?
dahası...


Blogger tarafından desteklenmektedir.