Çok tembelim bu ara, öyle böyle değil önünü alamıyoruz. Ev bulduk mesela, taşınma işlemini 15 gündür bitiremedik. Ha evet bu arada taşındık. 38,5 m2 evde 4 kişi yaşarken şehrin biraz dışına doğru (yaklaşık 10-15 daha uzak bi yere) geçtik. Görgüsüzlük yapıp biraz bahsedeceğim. 100 m2 şimdiki evimiz ve tuvaletimiz içeride! 2 oda bir salon gayet kullanışlı, kocaman banyosu, küveti hatta evin kileri bile var. Gayet dayalı döşeli olmakla birlikte plazma tv bile var. Hiç bişey getirmesek bile yaşarız burada. Neyse biz taşınma işlemini yarına hallederiz artık heralde, sonrasında ise yemek organizasyonu, Christina'larda ev partisi ve ardından Abbas yolcu.

Aslına bakarsan 2'sinden önce gitmeyi çok istiyordum ama bir türlü denk gelmedi. Dönüşü halamlarla birlikte arabayla yapacağım. Dolayısıyla maliyet sıfıra inecek, o yönden şanslıyım. Ama yine de hem Anıl'ı görme hem de Efes One Love'a gitme ihtimalimi direkt olarak ortadan kaldırıyor bu durum, gidemiyorum. Nasıl da hevesliydim halbuki. Neyse sızlanmak bir şeyi değiştirmeyecek, buradayım 9 Temmuza kadar.

Hadi ben buradayım da Hildrun'a n'oluyor? Abi kız yerleşti resmen. 10-11 gün önce falan geldi, o zamandan beri zaptetti resmen evi. Bu arkadaşı daha önceki yazılardan da hatırlarsınız belki. Vienna Calling için gelip bizde kalmıştı, sonra diğer başka şehirleri gezdi ve tekrar geri geldi. Tamam gelir de bir insan ne bileyim temizliğin ucundan tutar, ya da yemek yapar, masayı düzenler, bulaşık yıkar, bişey yapar yani. Kölesi gibi çalışıyoruz kızın. Ama son 2 gündür yüz vermeyince markete falan gitmeye başladı. Evin markete gönderilen ufak çocuğu muamelesi yapıyoruz. "Hildrun koş bi ekmek kap gel" gibi. Arada bir bulaşık falan da yıkıyor. Gerçekten şaşırtıcı şeyler bunlar ama artık gitmesi lazım ya, muhabbet bile etmiyoruz kızla beynimiz sikilmesin diye. Resmen birşey anlatmaya başlayınca en yakınındakini kurban olarak sunup, hepimiz birşey yokmuş gibi davranmaya devam ediyoruz. Kızın çok konuşası varsa sırayla katlanıyoruz. Ortaya da komik sahneler çıkıyor tabi. Resmen koşar adım önden yürümeler, yanında kurban bıraktığımız arkadaşın "gitmeyin laaaağğn, bırakmayın olm beni!" feryatları sadece küçük örnekler. Şu anda karşımda kimseye "yer misiniz?" diye sormadan hapur hupur domates peynir götürmesine ne demeli? Neyse, sabrımız deneniyor resmen ama bir ara CS hesabımı kapatmayı düşünecek duruma gelmiştim, ciddiyim. Böyle misafir gelecekse bir daha gelmesin!

Bunların haricinde de pek sevgili ev sahibimiz Mustafa Amca maceraları falan var, onlara bir ara değinirim. Donauinsel Fest'e gittik, Vanillia Sky izledik, insanları izledik vs. Ha bi de bizim Jesus Christ Ali satranç sever çıktı, bundan sonra sık aralıklarla buluşup satranç oynayacağız.

İşte özetle geçen günler böyleydi, internette bağlandığına göre artık daha sık yazabilirim, gerçi az vaktim kaldı burada ama olsun, olduğu kadar artık.

Şu kız bi gitse artık ya :/


Blogger tarafından desteklenmektedir.