* Her şey hakkında bir şey mi, bir şey hakkında her şey mi?
* Kendini hiçbir şeyde yeterli hissetmemek duygusunu iyiye yorabilir miyiz?
* Kendini sınıf birincisi olan komşunun çocuğuyla mı yoksa notları kötü olan komşunun çocuğuyla mı kıyaslamak daha doğrudur?
* Aşk; satranç mıdır yoksa tavla mı?
* Meslekten keyif almak mı, keyif aldığın şeyi meslek edinmek mi?
* Olimpiyat stadında ilgisiz yüz binler mi, küçük bir sahnede coşkulu otuz kişi mi?
* Doğru anı beklemek mi, doğru anı yaratmak mı?
* Kendini eleştirmek mi, kendini şımartmak mı?
* Tevazu erdem midir, kendine haksızlık mı?
* Tatmin olmak; alkışlanmak mı, kendi içine sinmesi mi?
* Sineye çekmek mi, yüzüne vurmak mı?
* Kendini ıspatlamak işle mi, sözle mi olmalı? Yoksa kendini bilmek yeterli midir?
* Hata yapma hakkı diye bir şey var mıdır, yoksa göz göre göre hata yapılması engellenmeli midir?
* Bir insanla sadece fiziki bir birliktelik, her iki taraf da kabul ediyorken, münasip midir?
* Egoyu okşamalı mı, köreltmeli mi?
* Kendin olmak nasıl bir şey? İnsan tamamiyle kendisi olabilir mi?





2 Comments

Sevgi dolu bir dünya bu dedi ki...

e) hiçbiri;)

Ayşin dedi ki...

Yazılarını okumayı özlemişim. Bu soruların her birine net cevabım var benim:)

Sadece şunu söyliycem bu sevmeden sevişme mevzuuna amma takmışsın sen:) Bana sorarsan bu konuda çok prensipsiz olmak kadar çok katı olmak da kötü. Herkesin karakteri farklı tabii ama bu konuda tek bir doğru olması imkansız.

Şahsen bu duygusuz sevişmelerin ilkel hayvani ve değersiz ilan edilmesi beni çok rahatsız ediyor, biraz da ezberlenmiş bir tepki gibi geliyor.

Blogger tarafından desteklenmektedir.