Tıpkı dinler gibi aşk da vicdan işidir. "Benim olmazsan öldürürüm" ile "bana inanmazsan ölürsün" aynı mantıktır. Yine aynı şekilde "beni sevmezsen hayatını cehenneme çeviririm" ile "bana inanmazsan cehennemde yanarsın" da aynı kafa yapısıyla sarf edilmiş tümcelerdir. Şöyle bir adım geriye çekilip ikisini de aynı çerçeveden işlediğimizde aralarında hiçbir fark olmadığını görebiliriz.

Buradan yola çıkarak Aşk'ın da bir din olduğunu varsaymamız kaçınılmaz ve yerinde bir tutum olur. Tıpkı dinlerde olduğu gibi radikal aşıklar aşkı yaşanılmaz kılarken, aklı selim şekilde sevenler ile aşk, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi, en güzel dini olabiliyor.

Yani dolayısıyla sevişmek, öpüşmek, iltifat etmek, küçük sürpizler yapmak, adını anmak (zikir) de Aşk dinine göre ibadet ve sevaptır.

Nasıl ki Hıristiyanlık kendinden önceki Museviliği, İslamiyet ise kendinden önce ortaya çıkan Musevilik ve Hıristiyanlığı reddediyorsa, bu üç ilahi din de kendisinden çok çok önce ortaya çıkan bu Aşk dinini reddetmiş, kınamış hatta ibadet yöntemlerini yasaklamıştır.

Sevişmek ayıp ya da günah bir şey değildir insanlarım, bilakis ibadettir. Yalnız toplum bize bunu dayattığından dolayı her şey tersine gitmeye başladı. Lennon Abimiz'in bir deyişinde belirttiği gibi; "Vahşet her yerde ulu orta sergilenirken, sevişmek için saklanmak zorunda kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz." Eğer ki insanlar Aşk dinine inansalardı her şey çok farklı olabilirdi. Gerçi zorlama ile insanları ne kadar sevdirebiliriz ki birbirine? Zorlama ile dayatılmaya çalışılan ibadet ve dini uygulamaları görüyoruz.

Aşk Dini'nde ise zorlama yoktur! Her dinde sözde olduğu fakat uygulamada hiç görülmediği gibi. Ateistlere "aşka inanmak zorundasın!" diye bir baskı ya da yaptırım söz konusu değildir. Aksine baskıdan ziyade aşk, işin ehilleri yada aşıklar tarafından insanlara anlatılıp bu dine mensup edilir.

Sevin insanlarım, sevişin. Ancak zorunluluktan kılınan namazlar gibi değil, severek, aşk ile sevişin. Peygambere ihtiyacınız yok Aşk'ı öğrenmek için, ruhunuzdaki güzellikleri ortaya koymanız kâfidir Aşk'ı öğrenmeye.

Öpüşün! Kadınlı erkekli, erkekli erkekli, kadınlı kadınlı! Nasıl ve nerede, kiminle isterseniz öpüşün. Yolda, sokakta, kafede, sinemada, evde, okulda... Kurtuluşa ulaşabileceğimiz tek yoldur sevmek. Lütfen sevin, ateistseniz eğer, gelin sizinle aşkı konuşalım, nurcu abilerden daha ikna edici olacağımı düşünüyorum.

Aşkla...


3 Comments

xCoach Incompréhensible dedi ki...

söylediklerini daima savunmuşumdur.

ne zaman insanlar bedensel zevkleri birer günah sayıp onlardan kaçmaya, zevki cezalandırmaya ve sadece bedensel bir zevki tattığı için diğer insanları öldürmeye başladılar, o zaman aslında insanlıklarını kaybetmeye başladılar.

günümüzde etrafa şöyle bir bakarsak eğer, ne kadar zalim hangi zulmü yapıyor olurlarsa olsunlar, altında bir yerlerde mutlaka bir şekilde eksik kalan bedensel hazların etkisi var.

aşktan, seksten, sevmekten, sevilmekten, zevk almaktan, zevk vermekten korkmamak lazım hacım.

xoxo

Adsız dedi ki...

ilk yazdığınız paragraf hakkında yorum yapmak istiyorum.Bence "benim olmazsan öldürürüm" ile "bana inanmazsan cehennemde yanarsın". bu iki olayı aynı şekilde görmüşsünüz.1. de eğer enim olmazsan ben seni öldürürüm fakat 2. cümlede eğer sen bana inanmazsan sen kendi yüzünden yanarsın, diye anlamaktayım.Aynı şekilde "beni sevmezsen hayatını cehenneme çeviririm" ile "bana inanmazsan cehennemde yanarsın" mantığı aynıdır.1. beni sevmezsen ben hayatını, benim fiil ve davranışlarımla hayatını cehenneme çeviririm, 2.'de ise bana inanmazsan kendi irandele cehennemde yanarsın. Burada ince bir ayrıntı, kırılma noktası olduğunu düşünüyorum. En önemlisi de aşk, sevgi, muhabbet hepsi insanın üzerinde tesir eden duygulardır peki nasıl kullanıyoruz bunları, hangi amaçlar için...İyi çalışmalar.

yufkayureklikelgobekli dedi ki...

Gelin ilk paragraftaki degindiginiz yerleri yeniden okuyalim sayin Adsiz.

"Tıpkı dinler gibi aşk da vicdan işidir. "Benim olmazsan öldürürüm" ile "bana inanmazsan ölürsün" aynı mantıktır. Yine aynı şekilde "beni sevmezsen hayatını cehenneme çeviririm" ile "bana inanmazsan cehennemde yanarsın" da aynı kafa yapısıyla sarf edilmiş tümcelerdir."

Sizin bahsettiginiz iki cumle ( Bence "benim olmazsan öldürürüm" ile "bana inanmazsan cehennemde yanarsın") yukarida farkettiyseniz farkli cumleler icinde geciyor bu iki cumle.

Siz tamamen İslami yonden yaklasmissiniz olaya, o yuzden objektif bir noktada bulusamayacagimizdan bu konu uzerinde tartismamizin bir getirisi olmayacaktir.

İlk cumlede bahsettigim benim olmazsan/inanmazsan ölürsün ornegi ise fanatik dindarlar ve fanatik asiklar arasindaki benzerli deginmek icindi.

Sevgi, ask, muhabbeti nasil ve hangi amaclar icin kullandigimizi sorgulamissiniz, cok guzel bir noktaya deginmissiniz. Dinler de ayni sekilde nasil ve hangi amacla kullanildigi sorgulanmasi gerekn olgular bence.

Sevgiyle kalin.

Blogger tarafından desteklenmektedir.