Başka, bambaşka blogları okurken (ki bu his genelde Kate Orange'ın blogu oluyor bi de yu vin pörfekt) farkediyorum ki ben ne eşek adammışım meğer. Burayı anca dertlerimden bahsetmek için kullanıyorum resmen. Tamam Nele'ye açılıp cevap alamamış olabilirim, yıkamam gereken büssürü bulaşık olabilir, geleceğe dair hala kafamda sorular, sorunlar olabilir de bu, buraya sürekli kötü şeyler yazmamı gerektirmez. İyiyim ben. Harbiden. Rahatladım bile yani. Kafamı kurcalayıp duran Nele sıkıntısını attım (gerçi bir mesaj bile atmadı).


Ne bileyim yazsam ya şuraya pazar günü lapa lapa kar yağdı, çıktık dışarda Viyana'nın ilk karını karşıladık, karda oynadık, eğlendik diye.

Bu ara Weinnacht var, her yer rengarenk süslenmiş, çam ağaçları dikilmiş, bu soğukta bile insanın içi ısınıyor diye.

Desene Viyana'nın muhtelif yerlerine geçici tezgahlar kurdular, en güzeli de Rathaus'un önünde, 10 numara Glühwein (sıcak şarap) yapıyorlar diye.

Bunları anlatsam daha iyi değil mi?

Bence de öyle.


One Comment

Adsız dedi ki...

şimdi baktım ne varmış orınçta yav.. geyik ötesi bayat espriler, kısa ama öz deil ne abartıosun bill, kendi blogunun hakkını veriosun die mütevazi olma, ama yu vin pörfekt iimş haklısın orda..yazan: esra şekerim

Blogger tarafından desteklenmektedir.