Silkinip kendime gelmem yaklaşık bir buçuk ay sürdü ama sonunda buradayım. Kendine gelmiş, korkmayan ve hiç birşeyi ertelemeyen halimle. Korkmuyorum artık arkadaş almancanızdan! İngilizceye de kaçmıyorum artık. Yalan yanlış ta olsa almanca bundan sonra. Çok karışık bir durum olmadıktan sonra herşeyi zaten açıklayabiliyorum. O zaman ingilizcenin ardına saklanmaya gerek yok. Bu birinci silkinme hareketim.


Ayrıca artık eve tıkılıp kalmak ta yok. Burnumu bile çıkarmazdım dışarı iki aydır. Kimseyle de görüşmüyordum. Onu da yeniyorum artık. Daha fazla sokağa çıkıyorum, daha fazla insan yüzü görüyorum. Zaten kapalı alanları (ev dahi olsa) çok sevmiyorum. Dolayısıyla sadece mahallede gezmek bile bana çok iyi geliyor. İşte bu yüzden vuruyorum kendimi sokaklara. Bu da ikinci silkinme hareketim.

Sanırım sonuncu ve en mühim olanı da artık insanları kendimden fazla yüceltmemem gerektiği. Şimdiye kadar kendimi yanlarında eksik hissettiğim insanlara bakınca gerçekten de hiç bir üstün yeteneklerinin olmadığının farkına varmamı sağladı Esra Hanım. "Başkalarına verdiğin değeri biraz da kendine ver". Güzel açıklayan bi noktaydı. Bir diğeri ise "senin tercihlerin ve hayata bakışın farklı" zaten sıkıntım kara koyun olmaktı hep. Sonradan imrendiğim şeylerin sıradan bir insan yaşamı olduğunun farkına vardım. Sonra da sıradanlaşmanın bana uygun olmadığını ve ne yaparsam yapayım olamayacağını farkettim. Şimdi iyiyim. Hatta süperim. Artık daha fazla olumlu yazı ve daha sık güzel haber yazacağım. Bu gece Nele'yle ev partisine gidiyorum canlar, gelişmeler yarın ;)


Blogger tarafından desteklenmektedir.