Hiç birimizin işine gelmeyen şeylerden bahsedeceğim bu sefer. Hani üzümünü yiyip bağını sormadığımız olgular. Buraya yolu düşen internet gezginlerinin bir çoğunun öğrenci olduğunu varsayıyorum. Ve yine pek çoğunun geçimini ailesinden karşıladığını düşünüyorum. İllaki aranızda ekmeğini taştan çıkarıp okuyanlar ya da ev geçindirenler vardır, onları bu yazının dışında tutuyorum.
Şimdi böyle bir girişten sonra gelecek yazıyı merak ediyorsanız satırları aşındırmaya devam edin ancak keyfinizi yerine getirecek bir yazı olmayacak. Şimdi efendim dediğim gibi ben de tüm nafakasını ailesinden karşılayan bir öğrenciyim. Kaldı ki bizimkilerin gösterdiği müsama belki biraz daha fazladır zira yedi yıldır üniversite sıralarında dirsek çürütmekteyim. Kolay değil bunun beş yılını özel bir üniversitede geçirdim. Pahada oldukça ağırdı. Bunun yanında bir buçuk yıldır da yurtdışında eğitimimi sürdürüyorum ve önümde 3-4 yıl daha var. Tabii ki imkanı olan hemen her aile aynısını yapardı, ben baba olduğumda yine aynısını yapacağım orası ayrı konu. Lakin benim ailem imkanları sınırsız ya da çok bol olan bir aile değil. Bir çok şeyinden ödün vererek bunu gerçekleştirdi.
Şimdi gelelim asıl konuya. Ben demiyorum ki bu kadar sıkıntıya girilecekse okunmasın. Bilakis okunsun. Sadece varmak istediğim nokta bunların farkında olarak okunsun. Bir gün İzmir'de arkadaşımla muhabbet ederken bir cümle kurmuştu, hala aklımda, "ev kiranı ailen veriyor, okul harcın, kitap paran, yeme içme hatta içtiğin alkolün bile parasını ailen veriyor. Bunun yanında senin ne geçim derdini ne de başka birşeyi düşünmene gerek var. Tek yapman gereken adam gibi gidip derslerine girmen, başarılı olman". İşte işin özeti.
Yani gerçekten "vay efendim hoca bana taktı, kafam dolu ders çalışamıyorum, ders çalışmak istemiyorum, bugün dışarı çıkalım, hadi okulu asalım" demeden önce ailenizin yeri gelip "çocuğa para gönderemedik, idare edebilir mi acaba?" diye uykusuz geçirdiği geceleri düşünün. Yaptığı işin yanında ek iş yaparak ya da yaptığı işi insanüstü bir çaba ile yerine getirdiğini düşünün ve tek yapmanız gerekenin bir saat daha fazla ders çalışmak olduğunu tekrar gözden geçirin. Çok basit, tek yapmanız gereken empati kurup eve harcanan para kadar (faturalar, kiralar, erzak vs) sırf siz daha iyi içki alın, sağa sola pahalı telefonlarınızla hava atın, mekanlarda marka kotunuzla caka satın ve arada bir okula uğrayıp hiç bir sınavı veremeyin diye size ayırıyorlar. Oysa sadece kısa bir süreliğine, mesela birkaç günlüğüne ailenizin yaptığı işin başına geçmeyi deneyin. Tamam memuriyet falan ayrı ama ticaret ya da esnafı-lık yapıyorsa bir deneyin. Sadece kasaya geçip gelenle ilgilenin demiyorum, tamamen işi sırtlanın. Toptancısı, vergi memuru falanı filanı işte. Okumanın daha kolay olduğunun farkına varırsınız. Kıymetini bilin, hem ailenizin hem okulunuzun.
İşte yine Bilo tarafından kesilmiş bir ahkamla karşınızdaydım efendim, eleştirilere açığım her daim ^^
Blogger tarafından desteklenmektedir.
Yorum Gönder