İki gün önce size "n'aber?" diye sormuştum. Bana böle bir soru sorulduğunda "normal" diye yanıtlıyorum. Normal, çünkü anlatmaya değer hiç bir şeyim yok. Kötüye giden bir şeyim yok, iyiye giden de. Her şey normal. Gelelim aslında o soruyu neden sorduğuma.

Farkında mısın bilmiyorum ama hiçbirimiz birbirimizin hatrını içten sormuyoruz. Zorunluluk gibi soruyoruz sadece "nasılsın?" diye. Dolayısıyla yanıt da "iyi" sadece geçiştirilmek için sarfedilmiş bir cümle oluyor. Üstelemiyoruz, üstelenmesin de zaten. Anlatılmak istense anlatılırdı, şayet gerçekten cevabı merak edilip sorulsaydı.

Genelde bu hatır sorma işlemi en kısa zamanda atlatılmak istenir ki asıl mevzuya gelinsin. Çoğunlukla karşı tarafın cevabını duymayız bile, o sıra kendi anlatacağımız şeye odaklanmışızdır, lafa nasıl gireceğimizi kurgularız. Ve sanki atlı kovalıyor gibi, "iyi" yanıtını aldığımız an kendi derdimizi/sevincimizi paylaşmaya başlarız. Ya da karşı tarafın anlatacağı şeyi merakla bekleriz.

İşte bu yüzden sormuştum, "gerçekten nasılsınız?" diye. Size içten sorulmasa bile kendiniz kendinize içten bir şekilde sorun bunu. Görünüşe göre hiçbirimiz, diğerinin çok da umrunda değiliz, siz kendinizin umrunda olun.


2 Comments

Şahin Şirin ERDEM dedi ki...

bir insanın, tanıdığı tüm insanların bütün dertlerini sıkıntılarını dinlemesi, paylaşması mümkün değil ama..
ancak yakın dostlar arkadaşlar arasında bu mümkün olabilir.

Pire Kızı dedi ki...

haklısınız biri bana nasıl olduğumu sorduğunda verdiğim tek yanıt iyi olur ve her zaman karşımdakinin bir anlatacağı vardır. Dinlemeyi seven bir insan olmama rağmen bazen benim de konuşmaya ihtiyacım olduğumu düşünürüm ama pek dinleyen olmaz böyle bir durumda :))

Blogger tarafından desteklenmektedir.