Dokunabildiğim şeyleri sevdim ben hep. Filmli makinaları, Akustik gitarları, Basılmış kitapları, Kalemleri, kağıtları... Yüzünü sevdim ben, Ellerimle. Saçının perçemini sevdim okşarken, Öpmek için kendime çektiğimde, belini. Ense kökünü sevdim öpüşürken. Diz kapağını sevdim en çok, Film seyrederken, Parmak uçlarını, Saçımda gezinirken. Seni sevdim ben, Dokunabildiğim her bir dokunu. Tenini sevdim ben, İçime çektikçe kokunu. Seni...
dahası...


Hayal edin. Erkeklerde sinek kaydı tıraşın toplumca ayıp kabul edildiğini, kareli gömlek giydiklerinde kin ve nefretle bakıldığını, herhangi bir uzvu koptuğunda protez yaptırmalarının yasak olduğunu ve fabrikada en az yirmi adet ürün üretmek zorunda olduklarını. Ettiniz mi? Çok saçma değil mi? Tekrar hayal edin. Kadınlarda baş örtmenin/açmanın ayıp kabul edildiğini, açık giyindiklerinde kin ve nefretle bakıldığını, kürtaj yaptırmalarının...
dahası...


Eğer Küba'yı ziyaret etmek istiyorsanız konsolosluğa gittiğinizde iki çeşit vize alabileceğinizi görürsünüz. Teki sıradan turist vizesi; koyarsınız cebinize paranızı, devlet/özel sektör ortaklığı ile işletilen bir otele gidersiniz, şezlonga yayılır romunuzu içersiniz. Birkaç tarihi ya da turistik yer görürsünüz ve Kemer'de 5 yıldızlı...
dahası...


Blogger tarafından desteklenmektedir.