Doğal aydınlatma yavaş yavaş sönemkte, yerini yapayları almaktaydı.Şehir her zamanki şatafatlı ve ışıklı haline bürünmüş, gündüz olduğu halden çok farklı bir biçimde insanları kucaklarken o et yığınının arasında iki yakın dost göze çarptı. - Yürüyecek miyiz eve? - Evet, boşuna otobüs parası vermeyelim. Zaten yarına yetişmesi gereken makalem var gidip biraz bakınayım. - Ama daha erken. Biraz daha vakit geçirseydik....
dahası...


- Yürü hacı yürü, ne uyuşuk adamsın, bu metroyu karçırmamamız lazım. - Tamam ya tamam... Yine dersane günlerinden birisiydi, üstüne üstlük bir de deneme sınavı. Oldum olası yarış atı gibi koşturulmayı sevemedim, hele ki deneme sınavı gibi lüzumsuz birşeyden ötürü asla kılımı kıpırdatmak istemiyordum. Ve birden içimi bir anlık kavuran bir çift göz gördüm ve mutlaka yaklaşmalıydım o ateşe. - Hacı ben gidiyorum, soru sorma ve...
dahası...


Kaç mb fotoğraf var bilgisayırında? Kaç tane foto albümün var rafta? Feysbukta kaç tane fotoğraf albümün var? Kaç kişi seni fotoğraflarda etiketlemiş? Ben başlayayım saymaya. 234 etiktetlenmiş fotoğrafım, 13 fotoğraf albümüm, 13,6 gb'lık 8000 küsur tane fotoğrafım var. Bunların binde birindenden daha az oranında suratım asık, hiç birisinde de ağlamıyorum. Ben neymişim de hiç neşesiz anım yakalanmamış(!) Hadi diyelim...
dahası...


- Hey! Bu taraftayız! - Naber? - İyi. Yalnızsın. - Bekledim bekledim gelmedi. Ben de şuraya baktım, giriş beleş mi diye, değilmiş. Eve gidiyorum. - Otur istersen. - Yok, size iyi geceler.      Bir süre önce beraberdik, sokak sanatçılarının bir partisi vardı. Sürekli olmasa da bir süre beraber takıldık. İki yabancıydık birbirimize sonuçta. Havadan sudan, okuldan Viyana'dan... Bir kaç kez mekandan çıkmaya yeltenmiş,...
dahası...


Hemen her fırsatta ailemi ne kadar çok sevdiğimden ve ne kadar mükemmel olduklarından bahsediyorum zaten. Bu sefer daha önce hiç değinmediğim aile üyelerinden Behlül'ü konu alacağım. Behlül benim bir sonraki sürümüm. Benden üç yıl sonra piyasaya çıktı. Babamın 85-86 yılları sırasında holdingleşme hedefi ve şirketin adının Emre olması münasebetiyle ikimizin de ikinci ismi Emre. Behlül Emre, Bilal Emre kardeşleriz biz. Benim aksime...
dahası...


Amma olmuş be yazmayalı! Neyse telafi ederiz. Ufak bilgi vereyim önce. Bir kaç aksilik vardı gelir gelmez onları çözdüm, Ders seçimlerini biraz hallettim, gerisi için de bakacağız işte. Memleket semalarında ise 2 ay boyunca ailemle vakit geçirdim, kediyle vakit geçirdim. Burnmuda tütüyor ufaklık. Sarılıp uyuması, mırıl mırıl ninni okuması ne güzel imiş meğer. Buraya da uyum sorunu yaşadım resmen, nasıl alıştıysam memlekete. Hiç...
dahası...


Blogger tarafından desteklenmektedir.