Ne kadar çok kıyafetimiz var değil mi? Bir çoğunu indirimlerden topladık mutlaka ya da sezonda paraya kıyıp aldık. Hepsi yepyeni, afilli. Ya da eşiniz dostunuz hediye etti, manevi değeri büyük yahut benim gibi genelde gidip 2. el alıp eski yaşanmışlıklarına bir anlam yüklüyoruz. Bir diğeri eskimeden ya modeline, ya rengine ya da fiyatına aldanıp bir yenisini alıyoruz. Sonra dolabımızda giymeyeceğimiz ya da birkaç kez giyip unuttuğumuz...
dahası...


"Kendini değersiz hissettiğinde, kendini değil, çevreni değiştir" diye bir cümle okudum bir zamanlar, akla yatkındı. Hemen herkesin aklına yatar ama uygulamaya koyan çok az kişi olur. Aynı çevreyle lanet ede ede, onlara söve söve devam eder yaşamına insanlar. Yüzüne gülüp arkasından konuşarak, yüzünü görmeye, muhabbetini çekmeye tahammül edemeden sürdürür ilişkisini. Belki çıkarı vardır, belki kendine yediremez, belki de o hayatından...
dahası...


"Alo, n'aber baba?" "İyidir evlat, senden n'aber?" "İyi benden de. Ne diyeceğim baba; Şimdi ben burada okumaya devam edersem en az 3-4 yılım hatta belki daha da fazla. Önümü de göremiyorum burada, haybeye gün tüketiyorum. Diyorum ki, gelsem ben oraya, orada devam etsem eğitimime, ne dersin?" "Para pul yüzünden ise onu hallederiz, onun için geliyorsan hiç gelme!" "Hayır baba ya, ben de çalışıyorum zaten, kendi paramı kazanmaya...
dahası...


Denize olan ilgisizliğim düzgün bir vücudum olmamasından diye düşündüm hep, doğru olma ihtimali de oldukça yüksek yalnız bir ihtimal daha var bugün aklıma gelen, ne mi? Yirmi dört yaşımın yarısından fazlasını bitirdim, yirmi beş yaşımın dolmasına yaklaşık dört ay var ve ben kendimi bildim bileli aşık olurum. Ayran gönüllü değilim, aşık olunca öyle ölesiye falan oluyor ve bir sonuca bağlamadan da geçmiyor, başkasına da yönelmiyorum....
dahası...


Blogger tarafından desteklenmektedir.