Yine manyak gibi sabaha karşı geçmiş blog yazıyorum. Nasıl bir saplantıdır da bu bu saatlere saklıyorum yazma hırsımı anlamış değilim.

Neyse ne olup bittiğine şöyle bir göz atacak olursak pazar günü göbek attık, arkadaşın kardeşinin düğününde. Tam düğüncü havasına da girdik. Yemek taşımalar, oynamalar falan. Gurbetçi gibi bile giyindim, çok feciydi. İyi ki şu rastalar var da bi şekilde rengimizi belli ediyor. Aslında sıkılmaya da başladım rastalardan, kessem mi? Bir fikir verin yahu!

Tam olmaması gereken zamanda üzerimde feci bir mayışıklık, uyuşukluk, tembellik var. Akşama Japon yemeği günü yapacağız misal. Okonomiyaki tarifi tamam ama onun sosunu hiç bir yerde görmedim ben, onu nasıl yapacağız bilmem. Rameni zaten hep yapıyoruz ve bu sefer ek olarak maki yapmayı deneyeceğiz. Güzel olursa burada tarif ve fotolarını paylaşırım ;)

Daha eşe dosta alışveriş yapmadım, sorumsuz ben! Nereden başlayacağımı şaştım ama. Bu saatte yattıktan sonra muhtemelen yine öğlen uynaırım, evi topla, kendine gel derken saat zaten yemek pişirmeye başlama saati olur. Umarım güzel bir şekilde pişiririz alnımızın akıyla ve ardından kurtadam! Oynayabileceğiniz en zevkli oyunlardan, memleket semalarına gelince size de öğreteyim, müptelası olursunuz :)

Kafamda rotayı İstanbul - İzmir - Kütahya - Ankara - Diyarbakır - Ankara - Kütahya - İstanbul - Viyana olarak çizdim tabi annem bu duruma ne der orası muamma. Kadın yine "biz yüzünü göremeyecek miyiz?" diye söylenecek, haklı da. Bir yolu bulunur elbet, herkese vakit ayırmak istiyorum.

Sanırım bu rotada en çok heyecanlandıran İzmir ayağı olacak. İkinci kez İzmir'de bulunacağım bu gidişimle birlikte. İlki biraz hayal kırıklığı ve kafa karışıklığı idi, hala hoş anılarım yok İzmir'le ilgili. Tabii ki Kençal'la vakit geçirmek fazlasıyla keyifliydi ancak başka beklentilerim de vardı, olmadı. Zaten o beklentilerimin karşılanmamasından ötürü hayatımdaki en büyük boşluklardan birine düşmüştüm ya da bir yaramı sardım da diyebiliriz, nereden baktığınıza bağlı. Hiç bir şey anlamadın değil mi? Boşver, anlaşılmasın daha iyi. Ben de anlamak istemiyorum ne yazdığımı. Yine de "İzmir" deyince bi sarsılma, bi heyecan fırtınası oluşmuyor değil. Neyse bakalım yerli mi yersiz mi bu heyecanım 4 gün sonra anlayacağız.

İstanbulda'ki eş dostta heyecanlandırmıyor değil. Orada da ne kadar süre geçireceğimi kestiremiyorum. Oof of kısa zaman, her bölgede arkadaş olunca böyle ikilemler yaşanması zor oluyor tabi.

Bavul gezdirmeyeceğime seviniyorum sadece. Sırt çantamı alıp çıkacağım evden, fazla eşya almadan, öyle kampa falan gider gibi çıkıp üç hafta sonra geri döneceğim. Bir önceki ziyaretimde hüsrana uğramıştım her açıdan, benim beklentilerimin fazlalığındandı tabi o. Bu sefer hiç bir şey beklemeden gidiyorum, daha güzel olacak herşey. Herkesi de özlemişim hazır. Herkesin tadı damağımda kalacak, kısıtlı zaman münasebetiyle.

O değil de buraya öyle bir kaptırmışım ki kendimi, sanki bir daha hiç dönmeyecek gibi kök salmışım kısa zamanda. Neredeyse burayı evim olarak kabul etmiş, turistik geziye gidiyormuş gibi hissetmişim memleketimi. Doğrusu böyle mi yoksa ben mi biraz fazla kaptırdım anlamadım ama sürekli sıla özlemiyle burada ömür geçmez, bir şekilde burayı evim kabul edip yaşamıma devam etmem gerektiğini hissediyorum. Aslında bu konuları düşünmüyorum bile artık, kanıksamışım. Okulum burada, çevremi burada oluşturmaya başladım, müzik olayı da var. Yani her taraftan bağlamışım kendimi buraya. Eskisi gibi "ben evimi özledim" muhabbeti de yapmıyorum artık, nasıl bir kanıksamaysa.

Anıl'ın ilk Kıbrıs'a gittiği sıralar içip içip telefonda babasına ağladığı zamanlar aklıma gelmişti. Ayak uydurma safhasında herkes böyle bir sancılı dönemden geçiyor sanırım. Ayak uydurduktan sonra ise orayı evi gibi kabul edip "gezmeye" memlekete gider oluyor. Ülke içinde, otobüsle 5-6 saatte ulaşılan yerler için de bu geçerli mi acaba çok merak ediyorum. Aslında bunun cevabını en iyi Dilek ve Çağla'dan alırım gibi geliyor.

Neyse okuyucu, bana müsade. Saat dördü geçiyor. Memleket semalarındakilere de selam ederim, son bikaç gün kaldı, geliyorum!


Blogger tarafından desteklenmektedir.