Dönmeye gün sayarken bunca sürede elimde ne kaldı bir dönüp bakmak istedim. İzmir'de haftasonu, Kütahya'da iş güç meseleleri, Ankara'da eş dost ziyareti.

İzmir'i bildiğiniz için es geçiyorum. Kütahya'da da pek ilginç bir şey olmadığından Ankara'ya atlıyorum. O kadar kısa güne neredeyse herkesi sığdırdım. En çok ona seviniyorum zaten. Tahmin ettiğim gibi herkesin tadı damağımda kaldı, uzuuuun uzun görüşmek isterdim her biriyle. Bazılarıyla sadece bir gün bazılarıyla birkaç saat ama görüştüm hepsiyle. Bizim kızlarla her gün görüştüm zaten onlarda kaldığım için, onun haricinde de eski dostları bile gördüm, verimliydi.

Alışveriş yaptım bir de. Çok fazla yaptım! Ömrümde hiç bu kadar toplu alışveriş yapmamıştım. Çok fazla yoruldum. Kızlar nasıl dayanıyor o kadar alışverişe? Benim resmen anam ağladı. Aldığım da birkaç ayakkabı, pantolon ve çanta. O kadar. Bu alışveriş için de Ankara'nın neredeyse tüm merkezlerine gittim (Ulus, Kızılay vs.) ve ömrümde bir alışveriş için bu kadar yoruldum. Neyse alışveriş faslı buraya kadardı.

Güzel bir kare
1 Mayısta memlekette olup meydanlara inmemek olmazdı, biz de indik. Garda korteji yakaldık ve boylu boyunca yürüdük, kim var kim yok diye sonra tanıdık yüzler gördük, biraz takıldıktan sonra korteji kesmeye devam ettik. Bize en yakın gelen ise anarşistlerdi, eğlenceli adamlar. 53 yaşında anarşist bir abi vardı, o baya aktifti. Hemen arkalarında LGBT ve onların arkasında feministler vardı. Feministlerin sloganlarına bayıldım, bir tanesi şöyle bir şeydi; "Tayyip şaşırma, sabrımızı taşırma, kendin yat kuluçkaya, bir türkçük, iki türkçük, üç türkçük doğurmaya". Kadın her yerde olduğu gibi oraya da renk katmıştı, en eğlenceli grup onlardı. LGBT de gayet aktifti, çok az kişi olmalarına rağmen sesleri çıkıyordu. Onların da sevdiğim sloganları "Genel ahlak, kimin ahlakı?" idi ve gayet başarılı. Anarşistler zaten süperlerdi. Onların çok sevdiğim bir sloganı vardı atmadılar, biz de kendimiz başlattık sonra dalga dalga yayıldı "devletler yıkılsın, bayraklar yakılsın" Ha bir de "biji azadi, biji anarşi" sloganını da çok sevdim, feministler de "jin jiyan azadi" diye slogan atmışlardı, anlamı ise "kadın, yaşam, özgürlük". Bunların dışında liseler gayet güzel organize olmuşlar, hoşuma gitti, umut var hala. CHP'de oradaydı, alakasız! Atatürk posteri taşıyorlardı ve pekte uyuşmuyordu günün anlam ve önemiyle. Tamam Ata'yı biz de seviyoruz ama kardeşim 1 Mayıs'ı da seçim propagandasına çevirmenin ne lüzumu var? Zaten CHP otobüsünün yanında geçerken yapılan propagandaları ıslık ve düdüklerle bastırdık, konuşturtadık. BDP'de baya sağlam gelmişti, en kalabalıklardan birisi onlardı.

Öyle işte Ankara'dan geriye kalan birkaç parça kıyafet, arkadaşlarla hoş vakit ve 1 Mayıs'tı. Diyarbakır'a gidemedim, hayal kırıklığım o oldu, bir de Beytepe'yi göremedim, yetişmedi.


Blogger tarafından desteklenmektedir.