"Kendini değersiz hissettiğinde, kendini değil, çevreni değiştir" diye bir cümle okudum bir zamanlar, akla yatkındı. Hemen herkesin aklına yatar ama uygulamaya koyan çok az kişi olur. Aynı çevreyle lanet ede ede, onlara söve söve devam eder yaşamına insanlar. Yüzüne gülüp arkasından konuşarak, yüzünü görmeye, muhabbetini çekmeye tahammül edemeden sürdürür ilişkisini. Belki çıkarı vardır, belki kendine yediremez, belki de o hayatından çıkaramadığı insan için üzülür vs. ama çıkarmaz hayatından. Bir çoğunun kan bağı da yoktur, yine de sanki mecburmuş gibi katlanır, kendini değiştirmeye çalışır.
Çevre değiştirmekten neden korkar insanlar? Yeni birisine alışmak, tanımak o kadar zor mudur? Ya da değiştirmeyi düşündüğü çevreyi bırakmak ihanet midir? Şu üç günlük hayatta, ona buna söverek, huzurlu olmadan yaşamaya çalışmak, "insanlar ne der?" diye kaygılanmak nasıl bir yaşam biçimidir? Misal; sürekli görüştü çevreyi artık sevmiyor insanlar ama yeni bir çevre edinip o çevreyi geride bırakmıyorlar, sadece söylenerek devam ediyor o sevmediği çevrede yaşamını sürdürmeye. Bir süre sonra olmadığı bir insan olmaya başlayınca, bunun ayırdına varabiliyorsa "ne yapıyorum ben?" demeye başlıyor insanlar.
Ne yapıyorsunuz siz? Çevrenize kendinizi kabul ettirmek için kendinizden ödün vermeniz doğru mu sizce insanlar? Olmadığın bir insana dönüşmek, kendini değiştirmek çevre değiştirmekten daha mı ahlâklı bir davranış? Daha mı kolay yoksa? Neyden korkuyorsunuz insanlar? Görüşmek istemediğiniz insanlara "lütfen siktir git!" diyemeyecek kadar aciz misiniz? Ne sevdiğinizi ne sevmediğinizi birbirinize söylüyorsunuz, bu kadar zor mu insanlar? İnsan olmanın gerektirdiklerinden olmalı hisleri rahatça dile getirmek.
"Sen yine neyin ahkâmını kesiyorsun?" diyen çatlak sesler çıkacaktır arada, diyorum ki ben artık çevremi sevmiyorum, aranızdan bir çoğuna artık katlanamıyorum, sevmiyorum sizi insanlar. Size göre kendimi yontmaya çalışmaktan, olmadığım bir insana dönüşmeye çalışmaktan yıldım. Beni ben olduğum için kabul etmediğiniz sürece de sizinle görüşmeyi reddedeceğim. Artık kendimi değil, çevremi değiştiriyorum.
Bazen de farkıma varılsın diye gidiyorum, kıymetim anlaşılsın diye. Daha önce birkaç kez yaptım, çevremi tamamen değiştirdiğimde ya da çevremi terk eylediğimde kıymetimin farkına varılıyor, o yüzden de gidiyorum bazı bazı. Kıymetimin farkına varılmıyorsa zaten o çevre için kıymetli olmadığım anlaşılır, gitmek için geç bile kalınmıştır o vakit.
"Kıymetimin farkına varılsın diye gidiyorum" cümlesini kibrimden söylediğimi düşünmeyin. Bu sadece benim için geçerli değil, herkes değerlidir, değersiz tek bir canlı yok. Sadece her insanın değer kıstası farklıdır o yüzden değerli ya da değersiz olarak değerlendirir insanlar birbirini.Ben değerliyim, bunun farkındayım, bu farkındalığım azaldığı için gidiyorum, farkına varın diye gidiyorum. Sizin değerinizin de farkına varılmıyorsa gidin, öylece dağınık bırakıp gidin.
İnsanlar azizim, ne kadar ilginçler değil mi? Ben mi? Yok canım, ben kendimi anormal sanırdım, bildiğin düz, sıradan, normal bir adammışım.
Blogger tarafından desteklenmektedir.
10 Comments
bulunmaz hint kumaşısın mübarek,maşallah
Öyleyim. Sen de öylesin.
güzel bi öze iniş olmuş...gereksiz bi bağlılığımız var alıştığımız insanlara hatta duygulara^^ çok beğendim yazını..
Teşekkür ederim. Bazen silkelenmek gerek ^_^
demek erkek bloggerlar maç ve teknoloji dışında da yazabiliyormuş..
merhaba ben önyargılı ve de cahil insan
bi de kelime doğrulama nedir ya öeff
İkisinden de anlamıyorum, belki anlasam yazardım.
Beğendim ben yazılarını :) Ve evet gerçekten de insanlar ilginç. Düşünceleriyle, kelimeleriyle döven de var, öven de. Güce, söze gerek duymadan mimikleriyle pek çok şeyi dile getiren de. "Öylece dağınık bırakın gidin" altın cümle olarak seçiyor yorumumu noktalıyorum :)
Teşekkürler suihomesui (ne zor ismin varmış, kopyala yapıştır yaptım mecburen). Son zamanlarda insanlar çok yordu beni, ben bıraktım geldim, gelirken de bunları yazdım :)
Beğendim yazınızı gerçekten. Tebrik ederim....
www.gizemlicizgiler.blogspot.com
Yorum Gönder