-Fotoğraf Linki-
Hiçlik ile heplik arasında ince bir çizgi var sanırım. Kendimin çok değerli olduğumun farkındayım. Bunun yanında bir hiç olduğumun da farkındayım. Yo hayır, hiçlik kötü bir şey değil, bilakis farkındalık için iyi bir şey bence.Aslına bakarsan bence hiçlik en üst mertebedir, Nasreddin Hoca'nın da belirttiği gibi. Bu yazıda ben hiç ahkâm kesmeyeyim, lafı üstada bırakıp çekileyim.

           Nasreddin Hoca'ya sormuşlar "sen kimsin?" diye. 
          "Hiç" demiş Hoca, "hiç kimse." Bakmış çok da ilgilerini çekmemiş bu cevap, bu sefer o sormuş
          "sen kimsin?" diye. 
          Karşısındaki adam göğsünü kabartıp, övünen bir ses tonuyla "mutasarrıfım!" demiş.
          "Peki" demiş, "daha sonra ne olacaksın?" 
          "Vali olurum herhalde" demiş adam.
          "Peki ya sonra?"
          "Vezir" demiş adam, biraz tereddüt ederek.
          "Daha sonra?" diye üstelemiş Hoca.
          "Bir ihtimal sadrazam olurum."
          "Ondan sonra?"
           Adamın başka verecek cevabı kalmayınca boynunu bükerek "hiç" demiş.
          "Gördün mü be adam! Senin yıllar sonra erişebileceğin mevkiiye ben çoktan vardım."

"Hiç" olabilenlere ne mutlu.

Son bir özlü söz ile bitireyim o zaman;

"Bir şey olmak istediğiniz andan itibaren artık özgür değilsiniz" Jiddu Krishnamurti


Blogger tarafından desteklenmektedir.