fotonun linki |
Kız trabzanlara yaslandı, eleman hala el işaretleriyle bir şey anlatıyordu, tek bir şey bile anlamadım ama izlemeye devam ettim, ikisi de öfkeliydi. Kız karşılık veriyordu, o da ellerini oynatıyordu sürekli, sonra o içimi buran sahneyi gördüm; eleman tam hararetli bir şekilde hala derdini anlatmaya çalışırken kız gözlerini kapayıp arkasını döndü. Evet görmüyordu artık elemanın anlattıklarını. Eleman omzundan tutup çevirse de kızı, kız gözlerini kapatıp konuşmayı bitirdi kendince ve arkasını dönüp merdivenlerden hızla indi. Eleman çaresiz, ne yapacağını bilmez halde kaldı orada. Bir an bana baktı, çaresizliğini gözlerinde görebiliyordum. Çöpe bir tekme atarak kızın peşinden koşmaya başladı ve inanır mısın gözlerim doldu. Ömrümde gördüğüm en trajik sahnelerden biriydi. Muhtemelen sevgiliydiler ve bir adım ötesindeki sevgilisine derdini anlatamıyordu eleman, kız gözlerini kapattı diye. Bundan daha çaresiz hadiseler mutlaka oluyordur ama o olay içimi çok burdu.
Metro geldi, bindim. Yol boyunca ise o çifti düşündüm. Aralarından biri gözlerini kapadığı anda tüm iletişimleri kopmuştu. Sonra duyan ve konuşabilen bizleri düşündüm, anlaşmak bu kadar kolayken, konuşma ve dinleme gibi lükslerimiz mevcutken neden kullanmadığımızı, hangimizin daha acınası olduğunu.
İneceğim durak anons edildi ve ben o çifti elele ve sessizce gülerlerken görmeyi diledim. Ben görmesem de onlar aralarındaki sorunu halletmiş olmalarını diledim, hala diliyorum.
2 Comments
Merhaba,
çok beğendim yazınızı. https://www.facebook.com/BirTutamTuz adlı sayfamda yayınladım. Bilgi vermek istedim.
Evet doğru çoğu zaman gözlerimiz varken kör, kulaklarımız varken sağır oluyoruz. Ya öylesi işimize geliyor, ya da vaktimiz yok :).. duymaya, görmeye... Teşekkürler, çok güzeldi.
Yorum Gönder