Doğal aydınlatma yavaş yavaş sönemkte, yerini yapayları almaktaydı.Şehir her zamanki şatafatlı ve ışıklı haline bürünmüş, gündüz olduğu halden çok farklı bir biçimde insanları kucaklarken o et yığınının arasında iki yakın dost göze çarptı.

- Yürüyecek miyiz eve?
- Evet, boşuna otobüs parası vermeyelim. Zaten yarına yetişmesi gereken makalem var gidip biraz bakınayım.
- Ama daha erken. Biraz daha vakit geçirseydik. Sinyalle iki bira daha alabiliriz.
- Yok abi ya, gidelim biz.
- Aa bugün perşembe değil mi?
- Evet, neden?
- Pilli Bebek var Baraka'da.
- Ee?
- Ee ne? Onu bari dinleyelim. Üç hafta oldu ben dinlemeyeli.
- Tamam hadi gidelim, bitince doğru eve!
- Anlaştık.

     İkişer bira ve kaliteli müzik. Gerçekten özlenesi bir tat. Yaklaşık iki saatlik enfes müzik dinletisinin ardından eve gitmek üzre yola çıktılar. Ev şehir merkezine ve gittikleri mekana çok uzak değildi. Yaklaşık 6-7 km. civarındaydı.

- Emre otostop mu çeksek?
- Yahu Kamil gideceğimiz yer hemen şurası. Hem şehrin göbeğindeyiz, buradan bizim oraya bulabileceğini mi düşünüyorsun?
- Deneriz.
- E hadi deneyelim bakalım.

     Kısa bir sürenin ardından beyaz bir Mercedes yanaştı.

- Gençler nereye?
- Dikimevi'ne bıraksan yeter abi.
- Atlayın, ben de o tarafa doğru gidiyorum.
- Ee anlatın bakalım, ne yaparsınız?
- Öğrenciyiz abi, derslerle uğraşıyoruz.
- Ha iyiymiş. Buyrun yakın.
- Yok abi sigara kullanmıyoruz, tek kötü alışkanlığımız alkol.
- İçer misiniz?

     Bir anlık göz göze geldiler ve Emre "hayır" manasında kaş göz yapsa da Kamil'in ısrarına dayanamayıp evet demelerinin ardından U dönüşü ile ters istikamette ilerlemeye başladılar. Adamın tekin ya da değilliğine aldırmadan beleş içki davasına nereye varacaklarını bilmeden yol aldılar. Demirtepe yakınlarında bir apartmana girip üst katlardan birisindeki adamın ofisinde aldılar soluğu.

- Orada radyo var, istediğinizi açın.
- Emre Radyo Odtü açsana, jazz var bu saatte.
- Tamam.
- Ne içersiniz?
- Likör?
- Kamil n'apacaksın likörü?
- Arkadaşın haklı, bu saatte likör bulunmaz.
- Rakı?
- Tamam.

     İki kişi için 35'lik rakı gelmişti. Meze yok. Sorun değil, alışıklar. Alkole dirençli ve idmanlı iki arkadaş için 35'lik rakı yarım saatten daha az süre dayandı. Sonrasında bir süre alkolsüz, sadece müziğin tadını çıkararak geçirdikleri zamandan sonra;

- Yetti mi gençler?
- Aslında bir kaç bira daha olsa iyi olurdu.
- Hemen aşağıda tekel var, hadi git al gel, biraz da çerez al.

     Bir yeşillik! On bira ve pahalı çerezlerden yarım kiloya yakın yapıyor. Emre bir koşu kapıp geldi, soluk soluğa koşaradım merdivenleri çıkıp sofralarına geri oturdular.
     Pısst! İlk biralar. Bunları biraz daha yavaş içiyolardı ancak vakit de hızla ilerliyordu. Sonuçta Emre'nın yarına yetiştirmesi gereken bir makalesi var.

- Film izler misiniz gençler?
- Birazdan kalkarız zaten, geç oldu hiç başlamayalım.
- Yok kısa bu film, amerikan filmi.
- Eve gideceğiz, geç oldu. Hem ben ödev yazmam lazım.
- Tamam biraz izleyelim, sonra kalkarsınız.
- İyi bari.

     Bilgisayarı açtı ve dev porno arşivinden bir kuple sundu. Bizim kafadarlar olup bitene anlam veremese de yarım saat kadar izledikten sonra -ki adam izlerken gözü sürekli bizimkilerde idi, ekranla pek ilgisi yoktu- kalkmaya yeltendiler.

- Kalksak mı artık?
- Tamam ben sizi bıırakayım.
- Olur. Biralar?
- Alın onları da yanınıza.

     15-20 dk kadar araç sürdükten sonra evin iki sokak arkasına geldiler. Rasgele bir evi de kendi evleri gibi göstererek ineceklerdi ki adam numaralarını istedi. Emre numarasının birkaç hanesini yanlış yazdı ancak Kamil tam doğru yazmıştı. Amacını sonradan anlattı.Araçtan inip eve vardıklarında alkolün etkisi hepten baş göstermişti. Çekyata yığılıp durum değerlendirmesine başladılar.

- Oğlum niye gerçek numaranı verdin?
- Mp3 çalar aldıracağım ona.
- İyice kitledin mp3 çalara. O kadar para verilir mi o alete?
- İstiyorum abi.
- İyi tamam.
- Aa hani sen bira almaya gittin ya, adam anladı heralde benim gay olduğumu işte yanaklarımı falan sıkıp "sen daha kafa olmadın mı?" diye sordu, baya ilgilendi. Biraz da o yüzden numaramı doğru verdim. 40 milyon istedim, yanımda yok dedi ama daha sonra verecek, sözü var.
- Aah  ah, sen adam olmayacaksın. Dikkat et bari.
- Ederim. O değil de ne içtik be! Biralar da bize kaldı, çerezler de. Adam beni götüreceğini sanınca kaz gelecek yerden tavuk esirgemedi.

     Sonrasında kahkahalar eşliğinde keyifle biraları yudumlamaya devam edip adamın üzerinden geyiği sürdürdüler ve Emre yine makale vermesi gereken dersten kaldı. Eğlenmişlerdi sonuçta ve kimse zarar görmemişti. Yine doğaçlama gelişen olaylar silsilesi içinde iki kafadar uykuya daldı...


One Comment

Vesaire dedi ki...

Devamı gelsin bu yazılarınn !! :)) Bayağı güzeldi bu da :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.