Bunu bana yapmayın arkadaş! Yani hakkaten herşeyi yapın da bunu yapmayın. Çok sevdiğim arkadaşlarımdan birisi benimle tüm iletişimini kesti. Sebebi bile yok, belki vardır ama ben bilmiyorum. Daha bir ay önce herşeye beraber sevinip beraber üzülüyorduk. Üzülmekten bitap düştüğü zaman telefonda uzun uzun konuşmuştuk, birbirimize moral veriyorduk ya da en azından o beni çoğu zaman kendime getiriyordu moral açısından. 15 gün önce...
dahası...


Hmm en son nerede kalmışız bir bakalım. Bir çok şey hakkında yazmışım, sınav, misafir, yazdığım hatun, müzik, otostop planı. Tamam şimdi tek tek ele alarak başlıyoruz. Öncelikle sınavdan bahsedelim. Tahmin ettiğiniz üzere geçtim, hem de epeyce iyi bir notla: 2! (buradaki not sistemi tersten işliyor, 5 en kötü, 1 en iyi) Zaten yazılı sınavdan...
dahası...


Ee sınav da geldi çattı. Bir yıldır bu çarşambayı bekleyerek gittik geldik kursa, şimdi de meyvesini alma sırası artık. Evet son sınavımdan bahsediyorum. Yazılı sınavları verdik, sadece konuşma sınavı kaldı. Gidip bölümden hocalarla muhabbet edeceğiz, Viyana'yı kurtaracağız. Rakı masası gibi muhabbetler dönecek diye düşünüyorum. Her neyse canı sıkacak bişey yok. Çalş diyenler oluyor da neye çalışılır ki konuşma sınavı için? Bugün...
dahası...


Son misafirimizi de yolladıktan sonra daha rahatız artık. Sevimli bir yaşlı teyze, bizden fazla enerjisi var kadının. Evet couchsurfing aracılığı ile geldi ama çok ilgilenemedik kadınla çünkü gider gitmez Berlin'den bir çift bekliyorduk gelmediler, ben de öyle mal gibi evde beklemiş oldum. Arkadaş gelmeyeceksen bari mesaj falan gönder. Profilinde...
dahası...


Yine bişeylere üşendiğim günlerden birisi ama öyle bir lüksüm yok. Üşenmeye takatim yok, bokunu çıkarıyorum her anın. Pazartesi Free Hugs yaptım, zaten anlattım. Ertesi günü yine couchsurfingin bir lütfu olan almanca alıştırma gününe katıldım. Bir barda toplanıp almancası kıt olan biz fakirler kendimizi zorlayıp almanca konuşmaya çalışıyoruz. Herkes başka dillerde de anlaşabilecekken sadece almanca konuşuyoruz. Eğlenceli aslında,...
dahası...

Dahası »


Sevgililer gününü tüm Viyana halkıyla beraber kutladım arkadaş! Free Hugs'ı mutlaka bir yerlerden duymuşsunuzdur. Beleş kucak. Aslına bakarsanız birisine sarılmaktan öte bir şey. Başka birisine, tanımasanız bile kucağınızı açabileceğinizin hayata geçmiş halidir Free Hugs. İnsanların birbirinin yüzüne bakmaktan bile aciz olduğu zamanda sadece...
dahası...


- Off çok kalabalık. - Napalım? - Bilmem, girsek mi? - Sen söyle. - Sen seç. - Girelim diyorsan girelim, istemiyorsan gideriz. Var mı tanıdık etrafta? - Yok. Gel girelim ya. Basamakları ağır ağır indikten sonra kalabalığa karıştık. Hala etrafta tanıdık birilerini bulmayı umuyorum. Tanıdık olmasa da olur, sadece bir yerlerde bir kere görmüş olsam yeter, güvenim artacak. - Aa bak bu adamı tanıyorum. - Hah iyi. - Ama öyle çok muhabbetim...
dahası...


Misafirlerin gitmesine dayanamayan yürek kendini sokaklara vurmuştu. Hava rüzgarlı da olsa tam gezilesi, güneşli falan. Onlar evi terkettikten sonra biz de sokaklara attık kendimizi. Sokaklar boyunca dolaştık, durmadan Ekatarina ve Indre'yi anlattım bizim oğlanlara. Yoksa o başka bi gün müydü ya? Yok yahu o gündü işte. Her neyse. Havanın güzel olmasından mütevellit önce şehir meydanını gezdik ardından taa şuralarımda birşey (yazar...
dahası...


Nasıl anlatsam, nereden başlasam? Couchsurfing etkinliklerine devam, bu seferki misafirlerimiz İtalya'dan vardılar buraya. Gelmeden sadece iki gün önce talep göndermişlerdi, biz de seve seve kabul ettik. Tabii ki gelene kadar nasıl birisi çıkacakları belli değildi. Neyse adresi telefonu biliyorlardı, biz de gelecekleri saati. Başladık beklemeye....
dahası...


Couchsurfing yüce bir şey. Neredeyse iki haftadır sadece couchsurfingle ilgili şeylere takılıyorum desem abartmış olmam. Bu seri iki hafta önce Schnupwinkel'da almanca pratik yapma toplantısına katılmamla başladı. Tek başıma bilmediğim bir ortama katılmanın vermiş olduğu gerginlikle "hadi bakalım" diyerek çıktım evden. Zaten mekanı bulana...
dahası...


Blogger tarafından desteklenmektedir.