Özledim. Çok özledim hem de. Neyi özlediğimi bilmeden özledim bugün, şu anda. Halen özlemekteyim. Arkadaşlarımı özledim, ezdiğim kaldırımları, çimleri özledim. Şaraplandığım merdivenleri, seviştiğim bankları, uzandığım yatakları, uyandığım apartmanları özledim. Okşadığım kedileri, tuttuğum elleri, kaçtığım tinercileri özledim. İçtiğim sigaraların izmaritlerini özledim, açtığım şarapların mantarlarını, yediğim etlerin kemiklerini, telefonda susmayı, msnde yazmayı, kabustan uyanmayı. Uzun uzun kahvaltı yapmayı, ardındaki sohbeti özledim. İçip içip sana mesaj atmayı özledim. Uzun mesafe yürümeyi özledim, otobüsü kaçırmayı, bir saat halk otobüsü beklemeyi. Yaptığım geyikleri, felsefeleri, müzik muhabbetlerini özledim. Sabahları özledim, erkenleri, geçleri. Ben seni özledim, "bana mı diyor acaba?" diye sorma, evet seni özledim.
5 Comments
"İçtiğim sigaraların izmaritlerini özledim, açtığım şarapların mantarlarını, yediğim etlerin kemiklerini" Bu kısma bayıldım, tam benim zevkime göre.
1-Benim de özlediğim çok şey var.
2-Bu kadar içten yazmak zorunda mısınız? :)
3-Yazıda geçen "özlenen" de okuduysa bu yazıyı ne güzel...
1- Özlemlerimiz, özlediklerimize dair anıları ve sevgileri canlı tutuyor sanırım.
2- Bu iltifatınız için çok teşekkür ederim ^_^
3- Özlenen kişi sendin adsız, bir önceki yorumdaki adsız'ı da özlemiştim o yazıyı yazarken, herkesi, her şeyi...
Beni tanımadan nasıl özleyebildiğini merak ettim.(Çok mu sığ yaklaştım olaya?)
Ama tahmin de etmiş olabilirsin tabii :)
Yok tahmin etmedim :) Fakat o yazıyı öyle bir dönemde yazdım ki; bu yazıya yorum yapacak insanı bile özlemiştim ^^
Yorum Gönder