Günlerim birbirine girdi. Ne zaman Sinan’la buluştuk, ne zaman ne yaptım artık hepsi karıştı. Mesela bugün çarşambaymış, ne ara oldu? Neyse Sanırım Sinan’la Pazar buluşmuştuk. Pazartesi çıktım şirkete gittim, bizimkilere para göndersinler diye, bi de bi makbuz almam gerekiyordu. İnmem gereken durağı biliyordum, dahası hakkında pek bir fikrim yoktu. İndim durakta, adamı arıcaktım vazgeçtim. Baktım haritaya, Othmargasse diye bir sokak olduğunu hatırlıyordum. Bir kere baktım sonra yola koyuldum. Yürüdüm buldum hakkaten yolu. Gittim biraz oyalandım orada, makbuzumu aldım, paramı gönderdim sonra kap-kacak falan aldım. Tekrar yurdun yolunu tuttum. Karnım tok olduğundan bişey istemedi. Penny’ye girdim, birkaç bişey aldım. Burada süper yarımlık kolalar var. Bira tenekesi şeklinde. 69 cent. Alışveriş Penny’den yapılırmış onu da öğrendik. Hakkaten ucuz. Fiyatlar Türkiye gibi.
Geldim yurduma. Kabı-kacağı yerleştirdim. Biraz Almanca baktım falan vakit geçirdim. Bizimkiler aradı. Ananem ve Nilgün Ablam gelmiş Ankara’ya. Onlarla konuştuk. Hiç burulmadı bile içim. Ne ruhsuz bi adammışım ben. İnsan bi özler falan oraları. Bu kadar tavır alacak hiçte bişey olmamıştı halbuki.
Hasta oldum. Burnumu çekip duruyorum. Akşam daha da halsizleşince Çaresiz bir Katarin, bir de Vermidon yuttum. Yattım. Terledim biraz, daha iyi geldi.
Terlemek iyi geldi, bir de soğuğa yakın ılık duş kendime getirdi. Çıktım dışarı. Messe-Prater’de meşhur bir lunaparkları varmış bunların, çıktım oraya gittim. Dolaştım o taraftaki sokakları, bildiğin lunapark lan işte, büyük falan biraz. Bizde de Gençlik Parkı var. Oradan 1. Viyana’ya gittim tekrar. Gündüz daha bir güzelmiş. İnsan çok olunca. Bank Austria’cı bi çocuk bana kart satmaya çalıştı. Dedim daha yeni geldim şengenim bile yok elimde daha, o da iyi o zaman dedi gitti. 2 saate yakın dolaştım 1. Viyana’yı. Hakkaten gezdikçe gezesin geliyor, her tarafta tarihi bişey.
Kumral saç ve mavi göz süper bir kombinasyonmuş onu farkettim bir de. Abi Avusturya’lıların bir çoğu böyle ve hakkaten dibin düşüyor. Sarışın değiller, kumrallar genelde.
Şimdilik herşey yolunda ancak en sevmediğim şey olan yalnız kalma olayı haddini aşmaya başladı. Oda arkadaşı da hiç konuşmayan bi adam dolayısıyla hepten yalnızım. İnternette yok. Yan odada bi kız var, sanırım yalnız kalıyor ve interneti var. Oda arkadaşına sordum istesek, ortak girsek net olayına falan dedim, o da “biz denedik hocam, olmuyor” dedi. Hay sikiim, ne negatif insansın sen ya. Dişimi en fazla 1 ay sıkmam gerekecek, çünkü şubat sonu kurs başlıyor ve illaki ilk haftadan arkadaş edineceğim. Ama yok ben yalnız kalmaya, yalnız dolaşmaya falan bayılırım diyorsanız buyrun gelin, tam sizlik bir yer.
Yarın gideyim de meyve falan alayım. Çarşamba ha bugün? Vay be.


Blogger tarafından desteklenmektedir.